YUNANİSTAN TURU 9 Eylül – 17 Eylül 2017
Merhaba, Yunanistan Turu bir diğer adıyla Çanakkale’nin Evlatları Atasının İzinde turun amacı Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci Dünya Savaş’ında Çanakkale Cephesinde göstermiş olduğu mücadele, ruh ve azminden esinlenerek gelecek nesillere örnek olmayı, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” söylemini benimseyen gençler olarak 21 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Barışın Kenti Çanakkale’den Selanik’e pedallamak.
5 Günlük pedallama, toplamda 9 günlük turu gün gün ele alacağız;
9-10 Eylül 215 KM’lik Çanakkale-Dedeağaç(Alexandroupolis),
11 Eylül 91 KM’lik Dedeağaç-Fanari,
12-13 Eylül 84 KM’lik Fanari-Kavala,
14 Eylül 85 KM’lik Kavala-Asprovalta,
15-16-17 Eylül 80 KM’lik Asprovalta-Selanik Atatürk’ün Evi
Dedeağaç(Alexandroupolis) – Fanari 11 Eylül
Çanakkale’den 215 KM’lik yorucu bir sürüşün ardından dedeağaçta kaldığımız harika tesiste dinlenere, sahilin adını çıkartarak ve Dedeağaç merkezinde keşifler yaptıktan sonra tekrardan yollara düştük.
İlk durağımız Gümülcine Yunanca ismiyle Komotini olacaktı.
Kamp alanından çıkarak, denizden de uzaklaşarak ağaçların ve kuşların yoğunlukta olduğu, doğanın içerisinde mükemmel yokuşları ve sessizliği olan yollarda pedal çevirmeye başladık. Araçların dahil sıklıkla geçmediği bir yolda sürmek sanırım her bisikletçinin dilediği bir olaydır.
Dedeağaç – Gümülcine
Gümülcine (Yunanca: Κομοτηνή / Komotini), Yunanistan‘ın Trakya bölgesinde (Batı Trakya), Rodopi (Rodop) ilinin (nomos) merkezi ve önemli miktarda bir Türk nüfusun yaşadığı bir şehirdir. Şehrin 2001 toplam nüfusu 43362’dir.
Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren‘in yazdığı 1892 tarihli salnameye göre;
Gümülcine sancağının kazası olan Gümülcine kasabasının 32 mahallesi içinde 2451 hane olup kasaba nüfusu 11261 dir, 149 köyü ile beraber nüfusu 49029 dur. Zahire, kabak çekirdeği, koyun derisi, badem ve ipek ticareti yapılır. Kasaba içinde 2 un fabrikası, 3 kiremit fabrikası, hükûmet konağı, hapishane, telgrafhane, belediye binası, rüştiye okulu, Gureba hastanesi, 10 cami, 15 mescit, 9 okul, 9 medrese, 3 tekke, 3 kilise, 1 havra, 156 çeşme, 12 köprü, 5 şadırvan, 20 kabristan, 20 türbe, 65 su terazisi, 1 imaret, 1 külhanlı bir de hamam vardır.
Gümülcine 1361 yılında Osmanlı topraklarına katılmış, 1913 yılında Bükreş Antlaşması ile Bulgaristan‘a bırakılmış, 1920 yılında imzalanan San Remo Antlaşması sonucunda ise tüm Batı Trakya ile birlikte Yunanistan‘a dahil edilmiştir. 1920 yılı itibarıyla nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Türkler, bugün Gümülcine nüfusunun yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır.
Gümülcine Sokakları
Gümülcine’de Dedeağaç gibi Türk izleri barındıran yerlerden bir tanesi. Kısa süreli bir soluklanmak, yemek için meydanın bir çok mekan, kafe ve restoran bulunuyor. Çokta uzun tutmadan dinlendikten sonra yola koyulduk gideceğimiz yer Fanariydi.
Bir kamp alanında kalmayacağımız ve güvenlik konusu kafamızda soru işareti olduğu için erkenden giderek yer keşfini karanlığa kalmadan yapmak istiyorduk.
Yunanistan’da insanların henüz pek keşfetmediği, denizi tertemiz olan, sakin ve şirin bir sahil kasabası Fanari.
Fanari, Komotini yani Gümülcine’ye bağlı ve Gümülcine’ye 20 dakika uzaklıkta olan, özellikle Komotini’de oturan Türk ve Yunan halkının deniz tatili için hem uzun süreli hem günübirlik geldiği bir yer. İpsala sınır kapısından 140 km uzaklıkta bulunuyor.
Fanari’ye Girişimiz Büyük Mutluluk
Gittiğimiz dönemin sezon sonu olmasından dolayı market bulmak, insan görmek biraz güç olsa da tek tük insan mevcuttu, zar zor da olsa bir market bularak alışverişimizi yaptık.
Fanari aynı zamanda Nestos Deltası ve Vistonida Gölleri Ulusal Parkı içerisinde kalıyor.
Nestos Deltası, Kavala ve Ksanthi İllerinin güney kısmında büyük bir alana yayılmıştır. Nestos’un taşıdığı alüvyonlar ve bölgede etkisini gösteren deniz akıntıları Vasora, Eratino, Agiasma, Kokala, Keramoti ve Monastiraki (toplam 16.000 dönüm ve hepsi Delta’nın batı kısmında) deniz göllerine şekil vermiştir (Kavala İli. Deltanın doğusunda (Ksanthi İli) geniş bir alana yayılan kum tepecikleri ve sulak alanlar göze çarpmaktadır.
Avrupa’nın su bitkilerine sahip tek ormanı meşhur Koca Orman 1953 yılında çoraklaşmasına rağmen çok geniş bir yabani hayat içermektedir. Yabani domuz, kurt, çakal, su samuru, porsuk, tilki ve gelincik gibi memeliler. Fakat özellikle kanatlılar için çok özel bir bölge olmaya devam etmekte: Nestos Deltası’nda 254 tür kuş belirlenmiştir. Bunların arasında dünya çapında nadir görülen ve türü tehdit altında olanlar da vardır: Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus), Pasbaş Patka (Aythya nyroga), Kırmızı (Branta ruficollis), Benekli Kartal (Aguila clara), Şah Kartal (Aguila heliaga) ve Kerkenez (Falco naumanni). Bölge doğal sulak ekosistemler, ekosistem dengelerinin yapısı ve kuralları hakkında araştırmalar, gözlem ve bilgi almak için de eşsiz bir alandır. Nestos Ormanı Nehir Kıyıları Bilgilendirme Merkezleri’nin kurulması ve işletilmesi, rehberli gezi rotalarının oluşturulması, doğal bitki örtüsü düzeltilmesi, nehir yatağı dışında bazı yerlerin doğal akarsu haline getirilmesi ve ayrıca ekosistemin sürekli korunması için çalışmalar bu eşsiz doğal sulak ekosistemin tanınması, muhafaza edilmesi ve düzeltilmesi için sadece bir başlangıçtır.
Fanari’de sahil kenarına sabah daha hızlı hareket edebilmek ve güvenlik açısından daha uygun olacağını düşünerek tek bir çadır kurarak üçümüzde orada kalacaktık. Yol yorgunluğunu atmak, serinlemek ve temizlenmek için denize girmek üzere hazırlandık. Bu arada Yunanistan’ın tüm sahillerinde ücretsiz duş alanları mevcut hemen hemen her yerde.
Denizden çıkarak yemeğimizi yedik ve biraz oturduktan sonra uyumak üzere çadırımıza geçtik. Sabah kalktığımız da yer yerinden oynuyordu deniz inanılmaz dalgalı ilerideki restoranın önündeki şezlonglar ortadan kayboluyordu çalışanlar da onları toplamakla uğraşıyordu. Bir tavsiye çadırınızı çokta deniz kenarına kurmamaya çalışın ki sabah yüzerek uyanmayın. Biz uzak ve ağaç dibine kurmuştuk o yüzden bir problem yaşamadık.
Sabah erkenden kalktık vücut yorgunluğunu daha da belirgin bir şekilde gösteriyordu basit açma ve ısınma hareketleriyle güne başladık.
Tüm malzemelerimizi bisikletlere yükleyerek yola koyulduk hedefimiz 84 KM’lik uzaklıktaki Kavala şehriydi.
Bir sonra ki yazıya tıklayarak tura devam edebilirsiniz.