Çanakkale’nin Evlatları Atasının İzinde – Selanik | 9-10 Eylül

Çanakkale’nin Evlatları Atasının İzinde – Selanik | 9-10 Eylül

YUNANİSTAN TURU 9 Eylül – 17 Eylül 2017

Merhaba, Yunanistan Turu bir diğer adıyla Çanakkale’nin Evlatları Atasının İzinde turun amacı Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci Dünya Savaş’ında Çanakkale Cephesinde göstermiş olduğu mücadele, ruh ve azminden esinlenerek gelecek nesillere örnek olmayı, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” söylemini benimseyen gençler olarak 21 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Barışın Kenti Çanakkale’den Selanik’e pedallamak.

5 Günlük pedallama, toplamda 9 günlük turu gün gün ele alacağız;
9-10 Eylül 215 KM’lik Çanakkale-Dedeağaç(Alexandroupolis),
11 Eylül 91 KM’lik Dedeağaç-Fanari,
12-13 Eylül 84 KM’lik Fanari-Kavala,
14 Eylül 85 KM’lik Kavala-Asprovalta,
15-16-17 Eylül 80 KM’lik Asprovalta-Selanik Atatürk’ün Evi

 

ÇANAKKALE – Dedeağaç 9 Eylül – 10 Eylül (Alexandroupolis)

Yazıya öncelikle Yunanistan hakkında kısa bir bilgi paylaşımı yaparak başlamak istiyoruz daha sonrasında konaklama gerçekleştirdiğimiz şehir, ilçe, kasaba ya da güzergah kısmında ki yerler hakkında bilgiler paylaşacağız.

Yunanistan Balkanlar’da bir ülkedir. Yunanistan’ın nüfusu 2018 itibarıyla yaklaşık 10,74 milyon kişidir. Başkenti ve en büyük şehri Atina iken ikinci en kalabalık şehri Selanik’tir.
Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesişiminde konumlanan Yunanistan, Balkan Yarımadası’nın güney ucunda yer alır ve kuzeybatıda Arnavutluk, kuzeyde Kuzey Makedonya Cumhuriyeti ve Bulgaristan, kuzeydoğuda ise Türkiye ile sınır komşusudur.

Dokuz coğrafi bölgeden oluşur:
Ege Adaları, Epir, Girit, İyonya Adaları, Makedonya, Mora, Orta Yunanistan, Teselya ve Trakya. Anakaranın doğusunda Ege Denizi, batısında İyonya Denizi, güneyinde Girit Denizi ve Akdeniz yer alır. Yunanistan, 227 tanesinde yaşanılan çok sayıda adaya sahiptir ve 13.676 km uzunluğundaki kıyı şeridiyle bu alanda Akdeniz Havzası’nda birinci, dünyada ise on birinci sıradadır. Yüzde sekseni dağlık olan ülkenin en yüksek dağı 2.918 metrelik Olimpos Dağı’dır.
Yunanistan; demokrasi, Batı felsefesi, Olimpiyat Oyunları, Batı edebiyatı, tarih yazımı, siyaset bilimi, önemli bilimsel ve matematiksel ilkeler ile Batı dramasının doğduğu yer olması nedeniyle Batı uygarlığının beşiği kabul edilmektedir. Yunanlar, MÖ sekizinci yüzyıldan itibaren tüm Akdeniz ve Karadeniz’e yayılan ve polis olarak bilinen birçok bağımsız şehir devleti kurdular. II. Filip MÖ dördüncü yüzyılda Yunan anakarasının çoğunu birleştirirken oğlu III. Aleksandros, antik dünyanın büyük bir kısmını fethederek Yunan kültürünü ve bilimini Doğu Akdeniz’den İndus Nehri’ne kadar yaydı. MÖ ikinci yüzyılda Roma tarafından ilhak edilen Yunanistan, Roma İmparatorluğu’nun ve Yunan dili ve kültürünün baskın olduğu ardılı Bizans İmparatorluğu’nun ayrılmaz bir parçası oldu. Birinci yüzyılda Rum Ortodoks Kilisesi’nin kuruluşu, modern Yunan kimliğini şekillendirdi ve Yunan geleneklerini Ortodoks dünyasına yaydı. On beşinci yüzyılın ortalarında Osmanlı egemenliği altına giren Yunanistan’ın modern bir ulus devlet olarak ortaya çıkışı, verdiği bağımsızlık savaşının ardından 1830’da gerçekleşti. Yunanistan’ın sahip olduğu on sekiz UNESCO Dünya Mirası, ülkenin zengin tarihsel geçmişini yansıtmaktadır.

Geceden çantalarımızı hazırlamış diğer arkadaşlarla da aldıklarımızı teyit ederek geceyi aydınlattık, karanlıkta yollara düşecektik çantamızda aslında bir ev taşıyorduk.
Çantamızda ve bagajımızda neler vardı; Çadır, uyku tulumu, MAT, Katlanır Sandalye, Şişme Yastık, Bagaj Çantaları içerisinde eşofman, iç çamaşırları, t-shirtler, şortlar, çorap, terlik, deniz şortu, geceleri her ihtimale karşı kalın sweatshirt ve deniz şortu, güneş koruyucusu, bardak, çaydanlık, ocak başlığı, tüp, 2 adet Powerbank, şampuan, deodorant, havlu, ıslak mendik, suluk, lamba, hazır çorba, makarna ve poşet çay, köpek kovucu bu önemli, bagaj lastikleri, kask, tur için özel yaptırdığımız formalarımız, en önemlisi cüzdan ve pasaportunuzu asla unutmayın.

ÇANTA İÇERİĞİ

İlk günün sabahında büyük bir heyecan ile sabah erken uyanarak aslında hiç uyumayarak 5.00 5.30 civarında bindiğimiz feribot ile Çanakkale’den Eceabat’a geçtik.

Sizlere bu yazıyı kaleme alan ben Doğancan Çetin ve Çanakkale Bisiklet Platformu Gönüllüleri Ömer Emre Özen ve Burak Özen ile birlikte Selanik’e Atatürk’ün doğduğu eve olan bisiklet turumuzu sizlerle paylaşacağım. Aynı zamanda turun Çanakkale-İpsala kısmında bizlere eşlik eden Berkan Can ve Orhan Aytemel’e de teşekkür ederiz.

Çanakkale Eceabat Feribotu

Gelibolu Yolu

 Soldan sağa; Orhan Aytemel, Ömer Emre Özen, Berkan Can, Doğancan Çetin ve Burak Özen

Sabah 06.00 civarında Çanakkale-Eceabat’tan pedal çevirmeye başladık öğle saatlerinde Keşan’da mola verip yemek yedik. Keşan’dan hareket ederek İpsala Sınır kapısına geldik burada Orhan ve Berkan ile vedalaşarak sınırda araç kuyruğunu geçerek önce Türkiye sonra Yunanistan polis kontrol noktasına geldik.

 

Keşan Yemek Molası 

Polis kontrol noktalarında sizden sadece pasaportunuzu isteyeceklerdir herhangi bir kontrol yapılmadan araçları geçerek, askerlerimize selam vererek Yunanistan topraklarına adımımızı attık.

Sınırı kapısını geçtikten sonra otoban ve 2 numaralı bir yol mevcut. Sağ taraftaki yolu izleyerek 2 numaralı yola dahil olabilirsiniz. (Ek bilgi bisikletlilerin tüm ülkelerde otobanlarda gitmesi yasaktır, cezaları mevcuttur)

İpsala Sınır Kapısı Yolu

İpsala Sınır Kapısı Yolu

Meriç Nehri Üzerindeki Sınır Köprüsü

2 Numaralı Yolun Başlangıcı

2 Numaralı Yoldan Çekilmiş Otoban Fotoğrafı

Biz geçtiğimizde hava kararmak üzereydi “Maps.me” uygulaması üzerinden önceden indirdiğimiz Yunanistan haritası sayesinde yolumuzu takip ederek Dedeağaç’a devam ettik, 9 Eylül Cumartesi günü saat 22.00 civarında Dedeağaç’a varabilmiştik. Kamp yapacağımız tesisi bulduktan sonra kayıt işlemlerini yaparak çadırlarımızı kuracağımız alana geçtik. Yolun yorgunluğu ile hızlıca kıyafetlerimizi değiştirdik, temizlendik ve karnımızı doyuracak hazır çorba ve makarnalarımızı yapmaya koyulduk.

2 Numaralı Dedeağaç Yolu

2 Numaralı Dedeağaç Yolu

Dedeağaç Merkez

Dedeağaç Hakkında Kısa Bilgiler

Dedeağaç

(Yunanca: Αλεξανδρούπολη / Alexandroúpoli, 1974’e kadar Katharevousa Yunancası ile Ἀλεξανδρούπολις / Alexandroúpolis, Bulgarca Дедеагач / Dedeagaç, Osmanlı Türkçesi: دده آغاج / Dedeağaç)

Yunanistan’da Batı Trakya’da Evros İlinde (nomos) bir liman kenti olup aynı zamanda bu ilin merkezidir. 2001 nüfusu 48.885’dir. Evros ilinin en büyük şehridir.

İpsala Gümrük Kapısı’ndan 30 dakika (40 km) kadar uzaklıkta yer alan yerleşim biriminde küçük bir havaalanı ve bir sağlık bilimleri fakültesi bulunur.

Kentin en işlek caddesi “Dimokratias”tır. Cadde üzerinde birçok kafe, banka ve alışveriş dükkânı bulunmaktadır.

Çağdaş dönemde Dedeağaç şehri, “Dedeağaç” adıyla bir balıkçı köyü olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde XIX. yüzyılda kurulmuştur.

Dedeağaç Bisiklet Yolu

Bisiklet Öğrenme Parkuru

Deniz Feneri

Aleksandroupoli (Dedeağaç) kenti, Evros İli’nin başkenti ve aynı zamanda kuzeydoğu Yunanistan’ın en önemli ticari limanlarından biridir. Ziyaretçiler için kenti tanımanın ilk noktası ve sahil yolundaki görkemli ihtişamı ile kentin simgesi,Fransız mimarisi eseri olan Aleksandroupoli (Dedeağaç) Deniz Feneri’dir. Fener temeli geniş taşla işlenmiş, silindir bir kuledir ve zirvesine fener yerleştirilmiştir. Deniz Feneri 1880 yılında Fransız Fener yapım şirketi «Administration Generale des Phares de l` Empire Ottoman» tarafından inşa edilmiştir. Deniz Feneri kentin tarihine doğrudan bağlıdır çünkü 1870 yılında demir yollarının inşası ile birlikte artan deniz nakliye trafiğinin ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilmiştir. Ayrıca demiryollarının ve limanının inşası, kentin gelişmesi ve kalkınmasında belirleyici rol oynamıştır. Böylece Aleksandroupolis (Dedeağaç) kentinin ilk yapılarından biri olan ve Fransız istasyonu adıyla da biline eski demir yolları istasyonu ziyaret edilebilir

Kuruluşu sebebiyle, Dedeağaç’ın adı Bulgarca, Makedonca gibi birçok civar dilinde Dedeagaç şeklindedir. 1920’ye dek Yunancada da şehrin adı Dedeagaç (Δεδεαγάτς) şeklinde olmuştur. 1920 yılında Yunanistan kralı Aleksandros’un şehri ziyareti sonrasında şehrin Yunanca adı Aleksandrupoli (Αλεξανδρούπολη) olarak değiştirilmiştir. Kral I. Aleksandros Trakya’nın Yunanlar tarafından işgal edilen yerlerini gezerken 8 Temmuz 1920’de uğradığı Dedeağaç’ta, Dedeağaç isminin Yunancada Aleksandropolis (Aleksandros’un yeri) olarak değiştirildiği ilan edildi.
Kentin MÖ 340 – 339 yılları arasında İskender tarafından kurulduğu görüşü kaynaklandırılmaya muhtaçtır. MÖ 340’ta II. Philippos topraklarını genişletmek amacı ile Byzantion’a gitti. Babası İskender’i henüz 16 yaşında iken kral naibi olarak yerine bırakmıştır. Bu sırada yerel kabileler ayaklanmıştır. İskender ordusuyla gidip bu ayaklanmayı başarıyla bastırdı. Kabilelerden aldığı bu toprakların üzerine kendi isminde bir kent kurmuştur.

Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren’in yazdığı 1892 tarihli salnameye göre;
Dedeağaç sancağı, Dedeağaç, Enez ve Sofulu kazalarıyla Ferecik ve Mekri nahiyelerinden oluşur. Sancağın toplamda 3 kazası, 12 nahiyesi ve 168 köyü vardır. Dedeağaç kazası ise Dedeağaç kasabası, Şahinler, Doğanca, Hisar ve Semadirek nahiyeleriyle 41 köyden oluşur. Dedeağaç kasabası 427 ev ve 2101 nüfuslu bir ticaret merkezidir.

Kamp attığımız tesis

Kamp alanında Karavanlar, Motorsikletliler, Bisikletliler, Araba ile gelenler için ayrılmış alanlar mevcut.

İçerisinde tuvalet, duş alanları, restoran, sahil mevcut. Ek ücretle priz, buzdolabı gibi şeylerde temin edebiliyorsunuz.

ÇABİP Yunanistan’da

Tesislerde 2 akşam kaldık gayet temiz ve güvenliydi. 10 Eylül günü Dedeağaç merkezini gezdikten sonra 11 Eylül sabah Dedeağaç-Fanari arasını pedallamak için kamp alanından ayrıldık.